Yeni Küresel Ticaret Düzeni Altında Web3 Girişimlerinin Yeni Mantığı

Makro Çevre Kötüleşiyor - Kriz Yeni Bir Düzen Oluşturuyor

Finans kaotik bir çağa doğru ilerliyor

Trump'un Beyaz Saray'a yeniden dönmesinden bu yana, bir dizi beklenmedik ekonomik ve siyasi hamle küresel piyasaları sürekli olarak sarstı. Bunlar arasında en büyük sarsıntıyı yaratan hamlelerden biri, gümrük tarifeleri politikalarının yükseltilmesi oldu: 5 Nisan 2025'ten itibaren, ABD tüm ithal ürünlere %10'luk "temel gümrük vergisi" uygulayacak ve Çin, Vietnam gibi 60 ülkeye daha yüksek "eşitlik tarifesi" getirecek. Kısa vadede, Trump'ın gümrük vergisi uygulamaları, küresel piyasalarda büyük dalgalanmalara sebep oldu: ABD tahvilleri satış baskısı altında kalırken, 10 yıllık ABD tahvili getirisi %4.5'in üzerine çıkarak 20 yılın en büyük haftalık artışını kaydetti; ABD borsa endeksi büyük dalgalanmalar yaşadı ve bir ara kesintiye yaklaşarak; ABD Doları Endeksi ardı ardına düşüşler yaşadı ve yıllar içinde en büyük günlük düşüşünü kaydetti. Sonrasında ABD, bazı müttefik ülkeler üzerinde yeni tarifelerin uygulanmasını erteleyerek nefes alma fırsatı buldu, ancak yatırımcılar geleceğe dair belirsizlikle dolu endişelerini sürdürdü ve küresel finans sistemi sanki "kaos çağına" girmiş gibi görünüyor.

İkinci Dünya Savaşı sonrası Amerika merkezli eski uluslararası ekonomik sistemin çökme riskiyle karşı karşıya olduğu: Gelişen ekonomilerin yükselişi, Amerika'nın göreceli avantajını zayıflatıyor; Amerika'nın uzun sürede biriktirdiği devasa borç ve bütçe açığı, dolara olan güveni sürekli olarak erozyona uğratıyor; küresel döviz rezervlerinde doların payı düşüyor. Özellikle Çin'in WTO'ya katılmasından bu yana kaydettiği hızlı gelişim, birçok teknoloji alanında Amerika'yı yakalamak veya onu geçmekte, bu da Amerika'nın elit kesiminde derin bir kaygı doğuruyor. Huawei gibi Çinli şirketlerin 5G yonga tasarımı, iletişim baz istasyonları gibi kritik teknolojilerdeki atılımları, Amerika için uyanma sinyali: Bir zamanlar yüksek olan teknolojik fark, hızla kapanıyor; Amerika'nın imalat sanayisindeki geleneksel avantajı tehlikeye giriyor; genç nesil Amerikalılar, finans ve sanat gibi alanlara daha fazla yöneliyor ve imalat sektöründe çalışmak istemiyor. Bu değişimlerin tamamı, Amerika'nın egemenliğini sürdürmesine olanak tanıyan eski düzenin çözülmeye başladığını gösteriyor.

Bu bağlamda, ABD karar vericileri, küresel egemenliğini korumak için yeni bir ticaret ve finansal düzen inşa etme sürecine girmeye başladı. Trump yönetiminin stratejik hedefleri yalnızca ticaret müzakerelerinde daha iyi şartlar elde etmek değil, aynı zamanda "sıfırdan başlamak"------ yeni bir kural sistemi oluşturarak ABD'nin merkezdeki konumunu yeniden tesis etmeye çalışmaktır. Bunun iki amacı var: Birincisi, başlıca rakipleri hedef alarak, Çin gibi ülkelerin mevcut küreselleşme avantajlarından yararlanarak hızlı bir şekilde yükselişini zayıflatmak; ikincisi, sarsılan dolar güveni ve küresel ticareti destekleyecek yeni bir değer sabiti arayışıdır. Bu düşünce çerçevesinde, geleneksel dolar güveninin daha güçlü bir destekle güçlendirilmesi gerekiyor ve Amerika, küresel finansal sistemin güven temelini yeniden inşa etmek umuduyla gözünü altın ve Bitcoin gibi varlıklara dikti.

Dikkate değer bir husus, Trump'ın göreve gelmesinden bu yana, ABD hükümetinin kripto para alanına olan tutumunda önemli bir değişiklik yaşanmasıdır. Trump, görevine başladıktan kısa bir süre sonra sanal paraların gelişimine olan ilgisini açıkça dile getirmiştir ve bu, geçmişteki Bitcoin'e yönelik eleştirel tutumunun tersidir. Son yıllarda Cumhuriyetçi Parti içindeki bazı güçler ve bazı eyalet hükümetleri de Bitcoin'i benimsemeye başlamış, onu dolar riskine karşı bir "dijital altın" olarak görmeye başlamıştır. ABD'nin, potansiyel yeni bir finansal düzen için önceden bir hazırlık yaptığı ve Bitcoin'i ulusal stratejik perspektifine dahil ettiği söylenebilir.

Bitcoin ve Altın: Doların Yeni "Çift Temeli"

Küresel ticaret ve finans kuralları yeniden yapılandırma sürecindeyken, Amerika Birleşik Devletleri, dolara yeni bir kredi temeli oluşturmak için "çift varlık sabitlemesi" yöntemini deniyor: hem geleneksel altın rezervlerini hem de yeni ortaya çıkan Bitcoin rezervlerini içeriyor. Bu strateji, fiziksel varlıklar + dijital varlıklar kombinasyonu ile doların yeni düzen altında güvenilirliğini pekiştirmeyi amaçlıyor.

Altın, değer saklama aracı olarak çoktan birçok ülke merkez bankası tarafından geniş çapta tutulmaya başlandı; ABD Hazine'sinin altın rezervi, doların egemenliğinin önemli bir kozu. Ancak günümüzde, Bitcoin benzer bir stratejik konuma sahip olmaya başladı - yeni çağın "dijital altın"ı olarak görülüyor. 2024 yılı sonu itibarıyla, Bitcoin'in toplam piyasa değeri yaklaşık 2 trilyon dolar olup, bu altının piyasa değerinin yalnızca yaklaşık onda biri. Uzun vadeli potansiyele bakıldığında, eğer bir gün Bitcoin'in piyasa değeri altınla eşitlenebilirse, fiyatının hala birkaç kat daha artma potansiyeli bulunuyor. Bu büyüme potansiyeline duyulan güven ve Bitcoin'in merkeziyetsizliği, sınırlı arzı ve yüksek likidite gibi benzersiz avantajları nedeniyle, ABD, bunu ulusal rezerv sistemine dahil etmeyi ciddi bir şekilde değerlendirmeye başladı.

2025 yılı Mart ayında, ABD hükümeti kripto alanında ardı ardına önemli adımlar attı: 6 Mart'ta, Başkan Trump bir yürütme emri imzaladı ve "stratejik Bitcoin rezervi" ile "ABD dijital varlık rezervi" kurulduğunu açıkladı. Ertesi gün, Beyaz Saray, sektördeki devleri, Kongre üyeleri ve yetkilileri davet ederek büyük bir kripto zirvesi düzenledi. Trump, zirvede kripto endüstrisinin gelişimine destek verdiğini açıkça ifade ederek, Kongre'nin bir an önce istikrarlı paralar ve dijital varlıklar için bir düzenleme çerçevesi yasası geçirmesini sağlama sözü verdi. Daha da dikkat çekici olanı, Trump'ın zirvede "Bitcoin rezervi oluşturmak, sanal Fort Knox kurmak demektir" şeklinde bir açıklama yapmasıdır --- yani, ABD'nin Bitcoin rezervini dijital çağın ulusal altın hazinesi olarak görmeyi amaçladığı anlamına geliyor. Bu açıklama, Bitcoin'in resmi olarak ABD ulusal strateji düzeyine girdiğini ve altınla benzer bir konum kazandığını göstermektedir.

Bu dizi eylem, ABD'nin Bitcoin'i altın ile birlikte yeni finansal sistemin teminat varlığı olarak kullanmak istediğini göstermektedir. Pratikte, ABD hükümeti önemli bir Bitcoin rezervine sahip olup, bu miktarı daha da artırmayı planlamaktadır. Piyasa söylentilerine göre hedef, yaklaşık 1 milyon Bitcoin kontrolü elde etmektir; bu miktar, ABD'nin resmi altın rezervinin küresel altın içindeki payına oldukça yakındır. Bu hedef henüz tam olarak gerçekleşmemiş olsa da, trend belirginleşmiştir: Bazı ABD eyalet hükümetleri öncülük yaparak, mali fonları kullanarak rezerv amaçlı Bitcoin satın alımını onaylamıştır; federal düzeyde ise yürütme emirleri ve yasama teklifleri ile Bitcoin'e "itibar kazandırılmaktadır". Eğer dolar, gelecekte fiziksel altın ve dijital altın ile kısmen teminatlandırılabilir ve bunu blockchain teknolojisi ile yeni bir uluslararası takas sistemi kurarak desteklenebilirse, ABD'nin gelecekte küresel finansal rekabette bir adım önde olması ve dolar sisteminin ömrünü uzatması beklenmektedir.

Elbette, Bitcoin'in dahil edilmesi Amerika'nın kendi zorluklarını çözmesine de yardımcı oluyor. Örneğin, Amerikan hükümetinin üzerindeki devasa kamu borcu giderek daha ağır hale geliyor ve bir kredi krizi yaratıyor. Eğer Amerika yeterli miktarda Bitcoin rezervine sahip olursa ve gelecekte fiyatını yükseltirse, borç deliklerini kapatmak için rezervinin bir kısmını satma yoluna gidebilir ve böylece borç riskini ustaca bertaraf edebilir. Bu "kripto varlıklarla borcu sulandırma" fikri, Amerika'nın finansal stratejisinin yeni bir hayali haline geliyor. Aynı zamanda, Amerika dijital para birimlerinin düzenlenmesine de hız veriyor: Son zamanlarda 10 milyar dolardan fazla dolaşımda olan stabilcoinlerin düzenlemeye alınmasını öneren bir yasa tasarısı ortaya çıktı. Bu, Amerika'nın kripto doların ihraç haklarını ve kural belirleme yetkisini kontrol etmeyi umduğunu ve kripto dünyasında doların egemenliğini pekiştirmek istediğini gösteriyor. Dolar stabilcoin + altın + Bitcoin, bu üçü birlikte doların yeni düzeninin taslağını çiziyor - hem doların yasal statüsünü koruyor hem de fiziksel ve dijital varlıklarla desteklenerek risk alma kapasitesini artırıyor.

Piyasa Ortamı Düzeltmesi ve "İkinci Yarıda Ne Yapmak Uygun"

Geçtiğimiz bir yıldan fazla bir süre içinde, küresel kripto piyasası heyecandan soğumaya doğru şiddetli bir dönüşüm yaşadı. Kripto varlıkların toplam piyasa değeri, tarihsel zirve olan yaklaşık 3.71 trilyon dolardan 3.04 trilyon dolara gerileyerek, piyasa derin bir düzeltme ve temizlenme aşamasına girdi. Makroekonomik dalgalanmalar ve sıkılaşan düzenlemeler, gerçek değer desteğinden yoksun birçok projenin bu düzeltme döneminde sessizce kaybolmasına neden oldu. Ancak, blok zincirinin uzun vadeli değerine inanan girişimciler için bu, dip yapma, güç toplama ve yeni fırsatlar yaratma zamanı----- Önceki döngünün balonları sönerken, ürünleri dikkatle geliştirmek ve birikim yapmak için mükemmel bir fırsat.

Bu tür bir "ikinci yarı" ortamında, girişimcilerin düşünmesi gereken şeyler şunlardır: İkinci yarıda ne yapılmalı? Basit trafik stratejileri artık sürdürülebilir değil, bunun yerine sert çekirdek değerler etrafında bir girişim mantığı öne çıkıyor. Mevcut pazar koşullarında, aşağıdaki birkaç yön yeni fırsatlar barındırıyor:

• Bitcoin Ekosistemi: Bitcoin ağı etrafında finansal yenilikler, altyapı yükseltmeleri ve BTC tabanlı gerçek varlıklar ve ödeme ağlarının yeniden yapılandırılması.

• Diğer kamu blok zinciri ekosistemleri: Ethereum gibi kamu blok zincirlerinde verimlilik ve kârlılık esasına dönüşen yenilikler, yalnızca "trafik çekmekten" kurtulmak ve ürün odaklı sürdürülebilir merkeziyetsiz finans uygulamaları oluşturmak.

• Gerçek dünya varlıkları ve ödeme finansmanı: Zincir üstü teknolojiyi gerçek varlıklar ve ödeme senaryoları ile birleştirerek, istikrarlı nakit akışı destekleyen yeni bir model geliştirmek.

• Kripto kavram hisse senetleri: Geleneksel sermaye piyasasında yükselen "blok zinciri kavram hisseleri" dalgasına ve Web3 girişimlerinin hisse senedi olma yoluna dikkat edin.

Sonraki aşamada, yukarıdaki düşünceler etrafında analiz yapacağız ve makro düzeydeki geri çekilme döneminde dikkate değer spesifik girişim fırsatlarını tartışacağız.

BTC etrafındaki girişim fırsatları: BTC Fi, BTC Altyapı, BTC RWA & PayFi

Bitcoin uzun zamandır "dijital altın" olarak görülse de, ana ağ işlevi görecek şekilde oldukça basit kalmıştır; ancak son zamanlarda bir dizi teknik ve uygulama ilerlemesi, Bitcoin ekosistemine yeni bir canlılık katmaktadır. BTC ağı etrafında üç büyük girişim fırsatı görüyoruz:

• BTC Fi (Bitcoin Finance): Bitcoin ağında yeni finansal varlıklar yaratmak. Bitcoin artık sadece statik bir değer saklama aracı değil, çeşitli finansal varlıkların ihraç edileceği bir temel platform haline geliyor. Son zamanlarda ortaya çıkan BRC-20, Runes gibi protokoller, BTC ana ağında token varlıklarının ihraç edilmesi konusunda bir patlama yarattı; Lightning Labs tarafından sunulan Taproot Assets protokolü ise Bitcoin ekosisteminde stablecoin, tahvil gibi finansal varlıkların ihraç edilmesini mümkün kılmaktadır. Bu, Bitcoin ana ağının bir sonraki döngüde daha fazla değer taşıma işlevi üstlenme potansiyeline sahip olduğu anlamına geliyor; "dijital altın"dan zengin varlıkları destekleyen bir değer saklama ağına yükseliyor. Temsilci projeler, Bitcoin ağı üzerinde borç verme, ticaret, türev ürünler gibi merkeziyetsiz finansal hizmetler inşa etmeye odaklanarak BTC'nin finansman ve varlık ihraç yeteneklerinin sıçramasını sağlıyor.

• BTC Infra (Bitcoin Altyapısı): Bitcoin üzerindeki akıllı altyapıyı yeniden şekillendirmek. BTC'nin yerel işlevselliğindeki eksiklikleri gidermek için, sektörde Bitcoin'e Ethereum benzeri akıllı sözleşme katmanları oluşturma çabaları var. Bir yol, EVM uyumlu Bitcoin yan zincirleri veya Layer2 geliştirmek, BTC ağının DApp geliştirme alanını genişletmektir. Diğer bir yol ise Bitcoin protokol ailesine doğal olarak ait olan çözümler, örneğin RGB protokolü, Lightning Network gibi Bitcoin'e özgü ikinci katman teknolojileridir; bunlar daha çok gizlilik, ölçeklenebilirlik ve ödeme verimliliğini artırmaya odaklanarak BTC ana ağı için hafif ve ekonomik bir zincir üstü yürütme katmanı oluşturmaktadır. Temsilci projeler, Bitcoin'in Layer2'sini, ara yazılım araçlarını vb. inşa etmeye odaklanarak Bitcoin'in geliştirme ekosistemini ve ölçeklenebilirliğini artırmaktadır.

• BTC Destekli RWA & PayFi: Bitcoin'in gerçek dünya varlıkları ve ödeme alanındaki potansiyelini serbest bırakmak. Bitcoin ağına dayalı RWA, ABD Hazine bonoları, fiziksel varlıklar gibi varlıkların tokenleştirilmesi gibi adım adım yükselmektedir. Bitcoin, küresel olarak doğrulanabilir bir likidite mekanizması sağlamak için bir uzlaşma katmanı olarak hizmet eder, bu tür varlıklara yüksek derecede güvenilir bir değer sabitlemesi kazandırır. Aynı zamanda, Lightning Network gibi ödeme altyapılarına dayanan "PayFi" modelleri, Bitcoin'i ödeme sahnesine geri getirir - örneğin, yapay zeka ajanları ile Bitcoin mikro ödemelerini birleştirerek, makineler arasında ve insanlar ile makineler arasında gerçek zamanlı küçük ödemeleri mümkün kılar, SaaS hizmetleri, veri alışverişi gibi senaryolara etkili ödeme çözümleri sunar. Temsili projeler, Bitcoin'in RWA ve ödeme senaryolarında gerçek uygulama verimliliğini ve kullanıcı deneyimini artırmaya odaklanarak BTC'nin ödemesi ve dolaşımına güç verir.

Genel olarak, Bitcoin ekosistemi, altyapı protokollerinden uygulama katmanlarına kadar kapsamlı bir uyanış yaşıyor. İster BTC ana ağında varlık ihraç etmek, ister akıllı sözleşme katmanları oluşturmak, isterse BTC'yi gerçek varlıkların tasfiyesi ve anlık ödemeler için kullanmak olsun, Bitcoin'in bir sonraki yenilik ve girişim aşamasında potansiyel bir sıcak nokta olma kapasitesi bulunuyor. Girişimciler için, Bitcoin ağının olasılıklarını yeniden değerlendirmek belki de yeni keşiflerin yolunu açabilir.