ABD ve İngiltere Merkez Bankası bu hafta muhtemelen 75 baz puanlık bir artış yapacak, piyasa beklentileri ise farklılık gösteriyor.
Bu hafta ABD ve Birleşik Krallık'ın Merkez Bankası para politikası toplantıları büyük bir ilgiyle takip ediliyor. Piyasa, her iki ülkenin merkez bankalarının da 75 baz puanlık bir faiz artışı açıklamasını bekliyor, ancak bu aynı faiz artışı miktarının iki ülke için anlamı oldukça farklı.
Fed için, art arda dört büyük faiz artışı, yüksek enflasyonu baskılamak mı yoksa ekonominin duraklamasını önlemek mi gerektiği konusunda kritik bir karar vermesi gerekecek. Şu anda piyasa, Fed'in muhtemelen ikincisini seçeceğini ve faiz artış hızını yavaşlatmaya başlayacağını düşünüyor.
Ve İngiltere Merkez Bankası için, 75 baz puanlık faiz artışı 33 yılın en yüksek düzeyi olacak. Enflasyonun yüksek seyretmesi ve ekonomik durgunluk riski artarken, İngiltere Merkez Bankası enflasyonu öncelikle kontrol altına alma eğiliminde görünüyor.
Fed, faiz artırma hızını yavaşlatmayı ima edebilir
Geçen hafta ABD tahvil piyasası, 12 haftalık düşüş trendini sonlandırdı. 10 yıllık ABD tahvil getirisi yaklaşık %4 seviyesine gerileyerek, yatırımcıların ABD Merkez Bankası'nın faiz artış hızını yavaşlatma olasılığına ilişkin beklentilerinin arttığını yansıtıyor.
Bazı yatırımcılar, Fed'in daha önceki sıkılaştırma politikalarının ekonomiye olumsuz etkiler yapmış olabileceğini ve gelecekte faiz artırma hızını yavaşlatabileceğini düşünüyor. Bu görüş, bazı Fed yetkilileri tarafından destekleniyor.
Ancak, ABD'nin enflasyon baskıları hala oldukça büyük. Eylül ayındaki çekirdek PCE fiyat endeksi, iki ay üst üste hızla arttı ve tüketici enflasyon beklentileri de yükseldi. Bu, Fed'in enflasyonu kontrol etme konusunda hala zorluklarla karşılaştığı anlamına geliyor.
Piyasalarda genel olarak Fed'in Kasım ayında 75 baz puan faiz artırması bekleniyor, ancak Aralık ayındaki faiz artış miktarı konusunda görüş ayrılıkları var. Bazı yatırımcılar, yalnızca enflasyon verileri belirgin şekilde düştüğünde Fed'in faiz artırma hızını yavaşlatacağını düşünüyor.
Bu arada, yatırımcıların Fed'in faiz artışlarını yavaşlatma beklentisi artıyor. Son anketler, yatırımcıların uzun vadeli tahvilleri artırmaya başladığını ve net uzun pozisyonların son iki yılın en yüksek seviyesine ulaştığını gösteriyor.
İngiltere Merkez Bankası enflasyon baskısına karşı direniyor
Fed'e kıyasla, İngiltere Merkez Bankası'nın durumu daha zor. İngiltere'nin Eylül ayı enflasyon oranı %10'a ulaşarak 40 yılın en yüksek seviyesine çıktı. Aynı zamanda, İngiltere'nin ekonomik durgunluk riski artıyor ve bu durum 2024'e kadar sürebilir.
Fed ve Avrupa Merkez Bankası'nın ardı ardına büyük faiz artışları yapmasının ardından, İngiltere Merkez Bankası'nın faiz artırma gücü göreceli olarak geri planda kalıyor. Piyasa, İngiltere Merkez Bankası'nın bu hafta 75 baz puanlık faiz artışı açıklamasını bekliyor; bu, 1989'dan bu yana en büyük tek seferdeki faiz artışı olacak.
Eski Başbakan Truss'un radikal vergi indirim planı, Birleşik Krallık tahvil piyasasında dalgalanmalara neden olmuştu. Yeni başbakanın göreve başlamasıyla, Birleşik Krallık tahvil piyasası geçici olarak sakinleşti ve son iki haftada büyük bir sıçrama yaşandı. Bu, kısmen Birleşik Krallık Merkez Bankası'nın radikal önlemler alma baskısını azalttı.
Ancak, İngiltere Merkez Bankası hala zor bir seçimle karşı karşıya. Hükümetin en son mali planlarının detaylarını anlamadan, merkez bankası bu hafta yapılacak toplantıda faiz kararı ve ekonomik tahminler yayınlamak zorunda. Bu, kuşkusuz karar alma sürecinin karmaşıklığını artırıyor.
Genel olarak, ABD ve İngiltere Merkez Bankaları benzer faiz artırımı beklentileri ile karşılaşsalar da, her birinin politik değerlendirmeleri ve piyasa etkileri arasında belirgin farklılıklar bulunmaktadır. Bu haftaki para politikası toplantısı, her iki ülkenin Merkez Bankalarının sonraki politika yönelimlerini gözlemlemek için önemli bir pencere olacaktır.
View Original
This page may contain third-party content, which is provided for information purposes only (not representations/warranties) and should not be considered as an endorsement of its views by Gate, nor as financial or professional advice. See Disclaimer for details.
ABD ve İngiltere Merkez Bankası bu hafta muhtemelen 75 baz puan faiz artıracak, ancak politika yönünde görüş ayrılıkları var.
ABD ve İngiltere Merkez Bankası bu hafta muhtemelen 75 baz puanlık bir artış yapacak, piyasa beklentileri ise farklılık gösteriyor.
Bu hafta ABD ve Birleşik Krallık'ın Merkez Bankası para politikası toplantıları büyük bir ilgiyle takip ediliyor. Piyasa, her iki ülkenin merkez bankalarının da 75 baz puanlık bir faiz artışı açıklamasını bekliyor, ancak bu aynı faiz artışı miktarının iki ülke için anlamı oldukça farklı.
Fed için, art arda dört büyük faiz artışı, yüksek enflasyonu baskılamak mı yoksa ekonominin duraklamasını önlemek mi gerektiği konusunda kritik bir karar vermesi gerekecek. Şu anda piyasa, Fed'in muhtemelen ikincisini seçeceğini ve faiz artış hızını yavaşlatmaya başlayacağını düşünüyor.
Ve İngiltere Merkez Bankası için, 75 baz puanlık faiz artışı 33 yılın en yüksek düzeyi olacak. Enflasyonun yüksek seyretmesi ve ekonomik durgunluk riski artarken, İngiltere Merkez Bankası enflasyonu öncelikle kontrol altına alma eğiliminde görünüyor.
Fed, faiz artırma hızını yavaşlatmayı ima edebilir
Geçen hafta ABD tahvil piyasası, 12 haftalık düşüş trendini sonlandırdı. 10 yıllık ABD tahvil getirisi yaklaşık %4 seviyesine gerileyerek, yatırımcıların ABD Merkez Bankası'nın faiz artış hızını yavaşlatma olasılığına ilişkin beklentilerinin arttığını yansıtıyor.
Bazı yatırımcılar, Fed'in daha önceki sıkılaştırma politikalarının ekonomiye olumsuz etkiler yapmış olabileceğini ve gelecekte faiz artırma hızını yavaşlatabileceğini düşünüyor. Bu görüş, bazı Fed yetkilileri tarafından destekleniyor.
Ancak, ABD'nin enflasyon baskıları hala oldukça büyük. Eylül ayındaki çekirdek PCE fiyat endeksi, iki ay üst üste hızla arttı ve tüketici enflasyon beklentileri de yükseldi. Bu, Fed'in enflasyonu kontrol etme konusunda hala zorluklarla karşılaştığı anlamına geliyor.
Piyasalarda genel olarak Fed'in Kasım ayında 75 baz puan faiz artırması bekleniyor, ancak Aralık ayındaki faiz artış miktarı konusunda görüş ayrılıkları var. Bazı yatırımcılar, yalnızca enflasyon verileri belirgin şekilde düştüğünde Fed'in faiz artırma hızını yavaşlatacağını düşünüyor.
Bu arada, yatırımcıların Fed'in faiz artışlarını yavaşlatma beklentisi artıyor. Son anketler, yatırımcıların uzun vadeli tahvilleri artırmaya başladığını ve net uzun pozisyonların son iki yılın en yüksek seviyesine ulaştığını gösteriyor.
İngiltere Merkez Bankası enflasyon baskısına karşı direniyor
Fed'e kıyasla, İngiltere Merkez Bankası'nın durumu daha zor. İngiltere'nin Eylül ayı enflasyon oranı %10'a ulaşarak 40 yılın en yüksek seviyesine çıktı. Aynı zamanda, İngiltere'nin ekonomik durgunluk riski artıyor ve bu durum 2024'e kadar sürebilir.
Fed ve Avrupa Merkez Bankası'nın ardı ardına büyük faiz artışları yapmasının ardından, İngiltere Merkez Bankası'nın faiz artırma gücü göreceli olarak geri planda kalıyor. Piyasa, İngiltere Merkez Bankası'nın bu hafta 75 baz puanlık faiz artışı açıklamasını bekliyor; bu, 1989'dan bu yana en büyük tek seferdeki faiz artışı olacak.
Eski Başbakan Truss'un radikal vergi indirim planı, Birleşik Krallık tahvil piyasasında dalgalanmalara neden olmuştu. Yeni başbakanın göreve başlamasıyla, Birleşik Krallık tahvil piyasası geçici olarak sakinleşti ve son iki haftada büyük bir sıçrama yaşandı. Bu, kısmen Birleşik Krallık Merkez Bankası'nın radikal önlemler alma baskısını azalttı.
Ancak, İngiltere Merkez Bankası hala zor bir seçimle karşı karşıya. Hükümetin en son mali planlarının detaylarını anlamadan, merkez bankası bu hafta yapılacak toplantıda faiz kararı ve ekonomik tahminler yayınlamak zorunda. Bu, kuşkusuz karar alma sürecinin karmaşıklığını artırıyor.
Genel olarak, ABD ve İngiltere Merkez Bankaları benzer faiz artırımı beklentileri ile karşılaşsalar da, her birinin politik değerlendirmeleri ve piyasa etkileri arasında belirgin farklılıklar bulunmaktadır. Bu haftaki para politikası toplantısı, her iki ülkenin Merkez Bankalarının sonraki politika yönelimlerini gözlemlemek için önemli bir pencere olacaktır.